Albrecht Dürer – Kuzey Rönesans’ının Otoportre Sanatçısı
Albrecht Dürer
Kuzey Rönesansının en önemli sanatçılarından biri de Albrecht Dürer’dir. 1471-1528 yılları arasında yaşamış olan sanatçı Nürnbergli bir kuyumcunun oğludur. Ağaç ve oyma baskı resimlerin yanında yağlı boya resimlerde yapmıştır.
Perspektif, mutlak güzellik, ideal oran ve uyum üzerine çalışmalar yapmıştır. Sanatçının yağlı boya resimlerde yaptığı renkçi anlayışta Venedik okulu sanatçılarından etkilendiği düşünülmektedir.
1512 de İmparator Maximillian’ın saray ressamı olmuş, tarihsel ve alegorik çalışmalar yapmıştır. Sanatçının yaptığı resimler ve kuram çalışmaları Kuzeyde Rönesans‘ın yayılmasını sağlamış ve Alman sanatçıların Gotik yaklaşımları onunla birlikte değişmeye başlamıştır.
Sanatçının yaptığı resimlerde otoportreleri önemli yer tutar. Yaptığı otoportrelerinden birinde “Ben, Nürnbergli Albrecht Dürer, kendimi bu şekilde kalıcı boyalarla 29 yaşında tasvir ettim” der, burada “resmini yaptım” yerine “tasvir ettim” deyimini kullanarak dinsel çağrışımlı yaratma eylemini betimlemiştir. Resimde kendini alışılagelmiş gelenekte betimlenen İsa’ya benzer biçimde resmetmesi de hayli ilginç olmuştur.
İnsanın iç fizyonomisini ve dış görünüşünü kavramak istemiştir. Alman sanatçılar İtalyan Rönesansı’ndan ne denli beslendilerse de, Alman sanatını elbette etkileyen en önemli gelişme Reform hareketi olmuştur. Reform hareketiyle birlikte Kuzey ülkelerinde dinsel içerikli resmin modası geçmeye başlamış, dinsel resim yapılmıyorsa doğal olarak portre en çok betimlenen konu haline gelmeye başlamıştır.
Sanatçının yaptığı yağlı boya tablolarında İtalyan Rönesans sanatının etkileri açıkça görülmektedir. İtalyan hümanistleri gibi çağın sorunlarını kavrayan, ressam, tahta baskıcı, çizer, çeşitli makale ve kitaplar yazan bir kişidir.
Dürer’in Sanatı
İlk yağlı boya eserini 1490’da babasının portresiyle veren Dürer’in bu yıldan sonra eser verme sayısı büyük oranda artmıştır. 1493’de “Kendi Portresi”ni, 1497’de “Sampson ve Aslan”, 1498’de “Hercules ve Stymphalis Kuşları” ve “Dresden Altar Panosu”‘nu, 1500-10 yılları arasında “Meryem’in Yaşamı”‘nı, 1504’de “Adem ve Havva” gibi arka arkaya pek çok değerli eser üretti.
İnanç ve durgun güzelliği resimlediği Dört Havari tablosunda ön planda ve arka planda çizilen figürlerin üzerindeki elbiseler, geniş kumaş kıvrımlarıyla resimlemiştir. Bu resimde ideal insan oranlarına göre biçimlenen insan vücutları görülmektedir. Dürer, insan vücudunu klasik sanatın ona kazandırdığı ülküsel güzellikle beraber imgeselleştirmeye çalışıyordu.
Sanatçının en bilinen gravürlerinde biri Melankoli adlı gravürüdür. Bu gravürde küre, köpek, geometrik şekiller, merdiven, kum saati, çan, terazi, kanat, çiviler ve pergel gibi pek çok sembolik anlam içeren ögeler yer almaktadır. Gravüre bakıldığında yaşamsal faaliyete ara verildiği ve zamanın durdurulduğu bir an yansımaktadır.
İşlenen semboller ve her yönden toplamı 34 eden sayı dörtgeni, terazinin dengede ve simetrik olarak ayarlanması, kum saati, hareketini çoktan bitirmiş olan çan gibi simgeler bu düşünceyi doğrular niteliktedir gravürde yer almaktadır. Dürer bu resimde Aristoteles’in şu sözünü akla getirir, “İster şiir ya da sanatta olsun olağanüstü kişilerin hepsi melankoliktir.”.
Dürer’in bir diğer gravürü olan Gergadan Gravürü’nde, gergedan tam olarak hatta daha ziyade gerçek olarak betimlenmemiştir. Dürer, gergedanı güçlü plakalarla kaplamış, gırtlağında yer alan bu plakalarla beraber katı görünümlü göğsünü bir zırhla kaplamıştır.
Bunlar gerçekte gergedanların özellikleri olmamakla birlikte bu anatomik yanlışlıklara rağmen Gergedan Gravürü, Avrupa’da popüler olmuş ve sonraki üç yüzyıl boyunca da kopyaları üretilmiş ve ancak 18.yyın sonlarında asıl doğru gergedan temsili çalışması kabul görmüştür. Sonuçta bu gravürden esinlenerek birçok gergedan çalışması yapılmıştır.
Bazı Eserleri;
- Dua Eden Eller
- Mahşer
- Genç Bir Adamın Portresi
- Davulcu ve Kavalcı
- Eyüb ve Karısı
- Genç İsa Doktorlar Arasında
- Kutsal Üçlünün Tapınması
- Aziz Hieronymus Çalışma Odasında
Kaynakça;
- Ernst Ullmann, Albrecht Dürer
- Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi
- Anna Carola Krausse, Rönesans’tan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü
- T.H. Clarke, Dürer’den Stubbs’a Gergedan