Aya Triada – Kadıköy’de Geç Dönem Bizans Mimarisi
Kadıköy Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi; Kadıköy semtinin 19. yüzyıl’dan günümüze kadar gelen önemli mahallerinden Cafer Ağa mahallesinde Hacı Şükrü Sokağı, Nisbiye Sokağı ve Bahariye Caddesi arasında bulunur. Kadıköy metropolitliği ile aynı bölgede yer almaktadır.
İstanbul’da fetih sonrası inşa edilen kiliseler arasında yer alan Kadıköy Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi plan özellikleriyle, mimari üslubuyla, Orta Bizans Devri’nde yaygın olarak kullanılan, Bizans mimarisinin son devrinde de kullanmayı devam ettirdiği kapalı Yunan haçı plan şemasına göre inşa edilmiş önemli özelliklere sahip bir kilisedir.
Kadıköy Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi benzer örneklerine göre, daha yenilikçi özellikler taşıyan Anadolu yakasındaki geç dönem kiliselerindendir.
Osmanlı siyasi yönetimin baskılarını azalttığı bir dönem sonrası Tanzimat ve Islahat Fermanları ile İstanbul’da inşa edilen kiliselerde bir mimari çeşitlilik ve bir dizi yeniliklerin görülmesi bu duruma etken oluşturabilme hususunda önem teşkil eder.
Nihayetinde bu mimari özellikler arasında ilk akla gelebilen kıvrımlı yapılmış kubbe kasnaklarıyla dekore edilen örtü sistemi, süslemede geometrik motiflerin kullanıldığı cephe düzenlemeleri, malzeme bakımından ise taş tercihi bu yenilikler ve çeşitlilikler arasında sayılabilir.
Aya Triada
‘Aya’ ve ‘Triada’, ‘Aya ‘Triada’ (Αγία Τριάδα) şeklinde birlikte kullanıldığında Hristiyan teolojisinin en temel doktrini olan, Baba-Oğul ve Kutsal Ruhu ifade eder ve “Kutsal Teslis” anlamına gelir. ‘Triada’ (Τριάδα) ‘üçlü’ demektir. ‘Baba her şeyin kaynağı ve menşeidir. Oğul ve Kutsal Ruhtan ayrıdır.
Tanrı’nın şahıslığı tabiatında önce gelir; başka bir ifadeyle Tanrı’nın tabiatı mantıken şahıslığından sonradır. Bunun içinde Tanrı’nın tabiatı, diğer iki unsurun tabiatıyla aynıdır. Baba tanrılığını diğer iki tanrıyla paylaşır. Oğul, Baba’nın hikmeti ve gücüdür. Oğul, Baba ile aynı tabiattandır; fakat şahıs olarak ayrıdır. Oğul, Baba’nın suretidir.
Kutsal ruh ise, sadece doğrudan Baba’dan ve dolaylı olarak da Oğul’dan tezahür etmiştir. Kutsal Ruh, Oğul Tanrı Mesih’in suretidir[1] Ortodoks inancında bu üçlü aynı tözdendir ve Kutsal Ruh, Baba’dan kaynaklanır. Ruhülkudüs olarak bilinen Kutsal Ruh, Baba ile Oğul arasındaki tamamlayıcı bağ olarak yorumlanmış ve aynı Tanrısal nitelikte kabul edilmiştir.
Kilisede düzenlenen ‘vaftiz’ ayini sırasında, Tanrı’yı tanımlayan bu üçleme anılır. Tasvirlerde genellikle Vaftiz sahnesinde gördüğümüz ‘Kutsal Üçlü’ anlatımında, gökyüzündeki beyaz bir güvercin, Kutsal Ruh’un simgesidir. Kilise günü, Paskalya’dan elli gün sonrasını izleyen pazartesidir[2].‘Ayia/Ayios’ (Αγία/Αγιος) kelimesi cümle içinde kullanıldığı yere göre değişebilmektedir.
‘Ayios/Ayia’, ermiş, aziz, kutsal, mübarek vb. anlamlar ifade eder.Kiliselerde bulunan önemli kişilere adanan ayazmaların isimlerinin başında ‘Aya’ kullanılır. Kadıköy Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi’nin narteksin güneyinde bulunan ‘ Aya Ekaterini’ ayazmasını örnek verebiliriz.
Türkçe yazımlarda genellikle “Aya” şeklinde kullanılır. İstanbul şehri ve civarındaki bütün Rum Ortodoks kiliseleriyle ayazmalar, Hristos, Panaia, Analipsis, Metamorfosis, Evangelismos, Profitis ve Taksiarhe kilise ve ayazmaları müstesna, azize, azizler ve aziz manasına gelen bu isimler altında toplanmıştır[3]. Dolayısıyla; Kadıköy Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesinin adı bazı kaynaklarda ‘Ayia Trias’, ‘Ayia Triada’ ve ‘Hagias Trias’ diye belirtilmiştir.
İstanbul’da Kutsal Teslis inancını ifade eden aynı isimli iki tane daha Rum Ortodoks kilisesi vardır. Bunlardan biri Taksim Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi diğeri ise Heybeliada Aya Triada Manastırı ve Ruhban Okulu’dur.
İstanbul’daki Rum Ortodoks Kiliseleri İstanbul’un fethi sonrası Bizans İmparatorluğunun çökmesinin ardından önemli ölçüde etkilenmiştir. Rumlar, İstanbul yaşamında önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle fetihten sonra Rumlar; siyasi, sosyal yaşamında dinlerini uygulamada kısıtlamalara maruz kalmıştır.
Müslüman olmayan ve Hristiyanların yaşamları Osmanlı yönetimi kuralları çerçevesinde biçimlenmiştir. İstanbul’daki Rum Ortodoks Kiliseleri, fetihten sonra Bizans mimarisi yerine inşa edilmiştir. Rum Ortodoks Kiliseleri tarihi geçmişinden kopmamış kiliseler olarak kalmıştır fakat mimarisi Osmanlı yönetiminin kuralları çerçevesinde onarım geçirmiş ya da yeniden yapılmıştır.
Bizans geleneğinden kopmayan bu kiliseler Osmanlı’nın siyasi tutumu karşısında mimari olarak ikisinden de etkilenmiştir ve neticede ortada kalmış veyahut ortasını bulamamış bir mimari üslup elde edilmiştir. Rum Ortodoks kiliselerinin işleyişi Tanzimat ve Islahat Fermanı’na kadar Osmanlı yönetimin bu tür uygulamalarıyla yön değiştirmiştir.
3 Kasım 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle birlikte Osmanlı yönetimi yeni bir siyasi kimlik kazanmıştır. Artık din farkı gözetmeksizin herkese eşit, adaletli bir siyaseti benimsemişlerdir.
Bu değişiklik de diğer dinlere mensup olan halka özgürlükler tanımıştır. Bu özgürlükler neticesinde mimaride de farklılıklar yaşanmıştır. Mimaride çeşitlenme olmuştur ve farklı plan tipleri uygulanmıştır. Özellikle kubbeli, büyük boyutlu, yoğun bezemeli mimari yapılar kendini göstermiştir.
Kapalı Yunan haçı plan şemasına göre inşa edilen kilise kubbe ile örtülüdür ve dört yanda yarım kubbe desteklidir. Doğuda apsis dışa taşkıdır, apsisin yanların postaforyon hücreleri prizmatik şekildedir.
Kuzey ve güney cephe tasarımı paralel özellikler taşımaktadır. Anıtsal bir giriş kapısına sahip olan kilise dikkat çekicidir ve geometrik motifli pencere süslemeleri her cephede görülür. Kilise düzgün kesme taştan yapılmış olup bütün cepheleriyle sade bir görünüme sahiptir.
Kilise iç mekan kurgusunu oluşturan elemanlar arasında apsis, ikonastasis, ambon, despot tahtı, kubbe kasnağındaki 12 adet renkli pencere düzeni ve her cephe duvarında görünen pencere düzeni önemli yer tutar.
Çok sayıda pencere ile kilisenin içi aydınlatılmıştır. Ambon, despot tahtı ve ikonastasis mermerden yapılmıştır. Ambonda, dört İncil yazarının tasvir edildiği ikonalar yer alır.
Despot tahtının iki tarafında aslan başı heykeli mevcuttur. İkonastasiste ise Meryem Ana, İsa ve Kutsal Üçleme sahnelerinin konu alındığı tablolara yer verilmiştir. Orta kubbede devasa bir İsa tasviri görülür. İç mekan kurgusunu oluşturan bu unsurlar süslemeleriyle beraber iç mekanda bir bütünlük gösterir.
Geç dönem kiliseleri arasında bulunan Kadıköy Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesinin mimarisi; Orta Bizans döneminin kilise mimarisinde kullanılan kapalı Yunan haçı planıyla oluşturulmuş olması ve geç dönem olmasından kaynaklı Osmanlı etkisinin olması açısından oldukça önemlidir.
[1] Mehmet Bayraktar, Bir Hristiyan Dogması: Teslis, Ankara Okulu Yayınları, Ankara, 2007, s.53-54.
[2] Zafer Karaca, İstanbul’da Tanzimat Öncesi Rum Ortodoks Kiliseleri, İstanbul, 2008, s.92-94.
[3] Hakkı Göktürk, ‘ Ayia, Ayii, Ayios’, Reşat Ekrem Koçu-Mehmet Ali Akbay, İstanbul Ansiklopedisi, C.III, İstanbul, 1960, s. 1537.