Can Evrenol – Türk Korku Klişelerinden Bizi Kurtaran Adam
Can Evrenol
Hepimiz bu güne kadar o malum yönetmenlerin; üç harflileri anlatan, dini içerikli, terk edilmiş köylerde geçen, birbirinin kopyası korku filmlerini izledik ta ki 2015 yılında Can Evrenol Baskın: Karabasan filmiyle karşımıza çıkana kadar.
2015 yılında, sadece 2015 yılında toplamda 22 film girmişti vizyona böyle cinli perili hikayeler anlatan. Baskın’ın ve Can Evrenol’un pişirip pişirip önümüze aynı hikayeleri koyan bu filmlerin arasından sıyrılması pek tesadüf sayılamazdı herhalde.
Aslında tanımasak da hepimiz bir şekilde maruz kalmıştık Can Evrenol’un dünyasına. Çektiği reklam filmlerini hepimiz izledik televizyonlarda. Takip edenler, kendine has takipçi kitlesi zaten merakla beklediler yeni işlerini.
Baskın : Karabasan (2015)
Kısa metraj Baskın 2013 yılında çekilmiş ve pek çok festivalde ödülle tanışmıştı zaten. Can Evrenol beklentileri boşa çıkarmadı ve yaptığı filmle dünya çapında ses getirmeyi başardı.
İlk uzun metraj filmi Baskın, dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nin Midnight Madness şeçkisi kapsamında yaptı, yurt dışında Toronto, Fantastic Fest ve Sitges’te büyük ilgi gördü, pek çok festivalde ödülleri topladı ve Amerika’da vizyona giren ilk Türk korku filmi oldu.
Can Evrenol’un tarzı alışılmışın dışında olduğu için zaman zaman fazla cesur, çok sert hatta pornografik olduğu şeklinde yorumlar da alıyor.
Özellikle ana akım sinema (Hollywood tarzı) seyircisi için rahatsız edici sahneler çektiğini kabul etmek gerekir sanırım. Daha önce bu tarz filmleri izlememiş seyirci için fazlasıyla kan, dehşet, türlü türlü iç organ ve kesip biçme sahnesi sınırları zorlayabilir.
Evet kendisi istismar sinemasının kıyılarında dolaşan Gore filmler çekiyor. Bunun yanına B-Movie seven Türk seyircisi için Can Evrenol bulunmaz nimet.
Sinematografi açısından ışığıyla, kamera teknikleriyle, renkleriyle arthouse filmlere (sanat filmi) selam çakan Can Evrenol’un kısa filmleri de dahil prodüksyonu baya başarılı denebilir.
Filmlerinde İtalyan korkusunun babası diyebileceğimiz Dario Argento’ya yakın renk seçimleri kullanmış. Kamera açılarında da Mario Bava esinlenmelerine şahit oluyoruz.
İLGİLİ : Dışavurumcu Alman Sineması – İki Savaş Arasında Kalmışların Halet-i Ruhiyesi
Özellikle Baskın; makyaj, dekor, kostüm ve sanat tasarımı konusunda fazlasıyla başarılı ve özenilmiş bir iş. Filmlerinde dehşeti ve korkuyu bize daha güzel(!) ve estetik sunmayı başarabilmiş bir yönetmen Can Evrenol.
Karakterler açısından bakıldığında, klasik korku filmleri gibi sığ karakterler yaratılmamış yine de karakterlerle empati kurmak zor.
Yine de Türk sineması açısından baktığımızda bir adım önde diyebiliriz. Senaryoları ve filmlerin alt metinleri tartışılabilir. Sevenler kadar sevmeyenler olabilir ama kendi janrında bizim sinema kültürümüze yeni bir soluk getirdiği kesin.
Son günlerde kendisinin ikinci uzun metraj filmi olan Housewife’ı tanıttı yönetmen. Filmekimi’nde prömiyerini yapan filmin gösterime gireceği günü –en azından ben- sabırsızlıkla bekliyoruz.
Buna ek olarak uluslararası bir film olan The Field Guide to Evil için Türkiye ayağını çekmiş ve film şu an post-prodüksiyon aşamasında. İlerleyen yıllarda, bizim ülkemizde olmasa bile yurt dışında çok dikkat çeken işler yapmaya devam edeceği bariz.
Can Evrenol’un reklamları, kısa filmleri ve fragmanları için;
www.baskinthemovie.com
housewife.film
www.canevrenol.com
Filmografi ; İMDB
İyi seyirler!