Post Empresyonizm Nedir? (Yeni İzlenimcilik)

Eğer İstanbul’daysanız şu sıralar her yerde Kasım’a kadar devam edecek olan post empresyonizm sergisinin afişlerini görmüşsünüzdür. Kiminizin ilgisini çekerken, kiminiz “Bu ne?” diyebilir.
Post empresyonizm neydi? Post empresyonizm emekti…
Yeni izlenimcilik… 19. yüzyılın sonlarına doğru Fransa’da ortaya çıkmış bir akım. Resimle hiç ilgili bile olmayanların mutlaka bir şekilde ismini duymuş olduğu Vincent van Gogh dersem bu akımın tarzının nasıl olduğuna dair hemen akıllarda bir şeyler belirmiş olur.

Vincent van Gogh, Arles’te Yatak Odası
Post Empresyonizm yani yeni izlenimcilik akımının temsilcisi olan sanatçılar aslında daha öncesinde “izlenimci”lerdi. İzlenimcilerin konusunu gün ışığı altındaki her şey oluşturabilirken, yeni izlenimciler olarak doğadaki renkli noktaları, nesneleri, nesneleri geometrik yüzeylere oturtarak kendilerini anlatmayı seçtiler.
Yani izlenimciliğe bir tepki olarak, resme tekrar nesneleri sokarak post empresyonizmi başlattılar. Onlar artık paletteki renkleri karıştırmadan ve kalın fırça kullanmadan resim yapıyorlardı. İzlenimcilikteki sınırları aşarak, resimlerine kendi kişiliklerini eklemek istediler.
İlk bakışta bu tarzı şöyle yorumlayabiliriz.: Renkleri palette karıştırmadan, saf renkleri yan yana net bir şekilde koyarak, resme baktığımızda bize renklerin karışmış gibi gelmesini sağlamışlardır.
Post empresyonizmciler nesneleri kullanmaya başlıyorlar fakat nesnelerde önemli olan derinlik değil renk kullanımı ve renklerin göze karışıkmış gibi gelmesi durumu. Bu da ister istemez resimlerdeki üç boyutluluğun yavaş yavaş yok olmasına sebep oldu. Artık Avrupa’da rönesanstan beri süre gelen resim anlayışı, perspektif ve doğal renkler yerini bambaşka bir üsluba bırakmaya başladı.

Cezanne, Mont Sainte-Victoire, 1904

Paul Gauguin-Tahiti’de Sohbet

Pierre-Auguste Renoir
SONRAKİ OKUMA >:: Empresyonizm Sanat Akımı ve Empresyonist Sanatçılar