Prometheus ve Pandora – Tanrıların Doğuşu

Ölümlülerin Kökeni
Prometheus
Mitoloji antik çağlardan günümüze kadar uzanan tanrıları ve de kahramanları anlatan anonim hikayelerdir. Mit kelimesi yunanca “mythos” ‘tan gelmektedir ve söylenen, anlatılan her şey anlamındadır.
Günümüzde mitoloji her ne kadar kültür ve eğlence amaçlı kullanılsa da Antik Çağ’da mitler yeryüzündeki cevaplanması çok da kolay olmayan konulara açıklık getirmek için kullanılıyordu.

Bu yazıda M.Ö. VIII. yüzyıl şairlerinden Hesiodos’un Teogonia, yani tanrıların doğuşu- adlı eserindeki II. bölümünde bulunan Prometheus & Pandora mitinden bahsedeceğiz. Bu mit insan ırkının kökenini açıklamaktadır. O halde başlayalım!
Prometheus
Hesiodos’un bu eseri Prometheus miti hakkındaki en eski örnek olarak kabul edilmektedir. Bu, insanların, atalarımız olan ırka nasıl dönüştüklerinin hikayesidir. O zamanlarda, tanrılar ve insanlar yeryüzünde hep beraber yaşamaktadırlar.
İlk insan hakkında net bir bilgi olmasa da Tanrılar tarafından muhtemelen Kronos zamanında yaratıldıkları tahmin edilmektedir. Bahsedilen insanlar, açlık, çalışmak, yorulmak gibi olgulardan haberdar değillerdir. Ölüm bile göğe yükselmek şeklinde yorumlanmaktadır.
Bir gün, baş tanrı Zeus insanların dünyadaki yerini artık belirlemek gerektiğine karar verir ve Titan Iapetos’un oğlu olan kuzeni Prometheus ‘u çağırır. Prometheus Yunan mitolojisinde her zaman daha otonom, asi bir karakter olarak algılanmıştır.
Antik Yunan’ın Méconé adlı kentinde bir ziyafet düzenlenir ve bir boğa kurban edilir. Kurbanın etleri ikiye ayrılmaktadır: ilki lezzetli bir yağ tabakası ile kaplı kemikler diğeri ise lezzetli olmayan bir sıvıyla kaplanmış et parçaları.
Zeus, Prometheus’u hangi parçanın ölümlülere hangisinin ise tanrılara verileceğini seçmekle görevlendirir. Prometheus’un, insanlara daha lezzetli görünen etli bölümü vermekten yana oldugunun farkına varan Zeus bu durumdan hoşlanmaz. Prometheus’u cezalandırmaya karar verir: Prometheus’un istediği gibi insanlara etli bölümü verir.
Eti yiyen insanların kaderi o andan itibaren tamamen değişecektir. Artık, insanların hayatta kalabilmek icin yemek yemeğe ihtiyaçları vardır, yoksa ölürler. Tanrılara verilen kemikli kısım ise onların faniler gibi acıkmamalarının, ölümsüzlüklerinin sembolüdür.
Hesiodos, yalnızca bu hikayeyle bile çağının bir olayına açıklık getirmiştir: Kurban Ritüelleri. VIII. yy’da insanlar tanrılara kurban ritüelleri gerçekleştirirken sunak uzerinde yağla kaplı bir kemik yakarlarmış ve adağın kokusuyla tanrıları beslediklerine inanırlarmış. Bu tamamen materyal olmayan, sembolik bir gıdadır.

Zeus’un cezası bununla sınırlı kalmayacaktır. Zeus, onceden kendi kendine yetişen buğdayı ve de tanrıların ateşini insanlardan geri alır. Böylece, insanlar çalışmak, üretmek, tarımla uğraşmak zorunda kalacaklardır.
Insanları hayvanlardan ayırıp, onları medeniyete ulaştıran özelliklerden biri de insanların etlerini pişirerek yemeleriydi. Bazı tarihçilere göre, bu durum, yani insanların hayatta kalmak için cezalandırılmaları Eski Ahit’de, Tanrı’nın Adem’i dünyaya yollayarak cezalandırmasına benzemektedir.

Son olarak ise, Zeus Prometheus’un kardeşi Epimetheus’a bir hediye yollar. Bu hediye Pandora’dır: ilk ölümlü kadın. Pandora ve Epimetheus evlenirler. Bu andan itibaren insanlar soylarını devam ettirebilmek icin kadın ve erkeğe ihtiyaç duymaktadırlar.
Pandora tam bir kontrast örneğidir: oldukça güzel bir kadındır ve dışı ne kadar güzelse içi de bütün kötülükleri barındırmaktadır. Zeus’un ona verdigi kutuyu açması ile yeryüzünün henüz hiç karşılaşmadığı kötülükler dünyaya yayılır. Böylece, Zeus insanları cezalandırmış olur.
Pandora’nın kutusunda yalnızca bir şey kalmıştır : umut.

Bunu biliyor muydunuz?
Prometheus ateşi tanrılardan çalıp insalara verdiği için ise Zeus tarafından Kafkas Dağı’nda mahkum edilir ve her gün bir kartal gelip karaciğerini yer, karaciğer her gece yenilenir ve bu döngü devam eder.

Pandora’nın kutusu deyişi de bu mitten gelmektedir. Tarih boyunca Pandora çeşitli sanatçıları etkilemiş ve buradaki gibi birçok esere konu olmuştur.
OKUMAYA DEVAM ET : İkarus’un Hikayesi – Yükseliş ve Düşüş
Kaynakça:
- Hesiodos, Teogonia Işler ve Günler, Türkiye Is Bankası Kultur Yayınları, 2016.
- Richard Buxton, Yunan Mitolojisi, Alpha Yayincilik, 2006.
- T. Gantz, Mythes de la Grèce archaïque, Paris, Belin, 2004.
- J.-P. Vernant, L’Univers, les dieux, les hommes. Vernant raconte les mythes, Paris, Seuil, 1999.
tarihlisanat.com adresini bundan böyle daha hararetli takip edeceğim. İnsanlık tarihi, geçmişle ilgili bilmediğimiz o kadar çok şey var ki… Öğrenmeye insan ömrü yetmez.
Bilgi için teşekkürler, sonsuz başarılar dilerim sevgilerimle.
çok teşekkür ederim ne büyük bir gurur 🙂
Harika bir yazı olmuş keyifle okudum tebrik ediyorum
Ve tabii ki devamını bekliyoruz
çok teşekkürler 🙂
Soluksuz okudum. En son 20 yıl önce üniversite zamanlarımda mitoloji ilgimi çekmişti ama geçici bir hevesti. Bu aralar yine kaptırdım kendimi ve kim kimdir konusunu anlayabilmek için notlar aldım aynı ders çalışır gibi, çok zevk aldım. Şimdi daha da çok merak etmeye başladım.
Derlemeniz için teşekkürler Deniz Hanım
Serkan Bey, güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Ne mutlu bana eğer keyifli ve bilgilendirici bir okuma sağlayabilmişsem.
Keyifli okumalar ve sağlıklı günler dilerim.