Bu düşünce ile düşüneceğimiz en önemli konu insan ve insan yapımı benzeri yorumlamaların altını çizmektir. Bu sebeple Gombrich'ten "sanat diye bir şey yoktur, yalnızca sanatçılar vardır" ifadesi vurgulanmaktadır. Çünkü insanın olmadığı yerde sanatçılar, dolayısıyla sanatçıların olmadığı yerde sanat diye bir şey de yoktur.George Dickie'ın ifadesini biraz daha açacak olursak Dickie'ın bu ifadesinde "sanat dünyası" diye bir kavram kullanılıyor. Bu dünya tarihi'nden sanatçılar , sanat eleştirmenleri ve sanatseverleri içine alan bir kavram. Tüm bu kavram içindekilerin insan yapımı bir eser ile ilgili aynı fikir birliği içinde olmaları gerekiyor.Bir diğer vurgulanması gereken kavram ise "özgünlük" her sanatçı kendi stili, izleyicisinin beklediği ve önemsediği bir olgudur. Sanatçılar sevilmesini veya sevilmemesini özgünlük kavramına borçludur. Aynı dönem veya aynı akım içinde dahi bulunan sanatçılar kendi stillerini eserlerinde belli ederek diğerleri ile aralarında fark yaratmaya çalışırlar.Resim sanatını beğenen birçok insan aynı akım içindeki sanatçıları onların özgün stilleri sayesinde fark edebilir. Van Gogh, Gustav Klimt veya Salvador Dali gibilerinin kendi stilleri ve kullandıkları renkler onları aynı sanat akımı içinde eser üreten diğer ressamlardan ayırt edebilmemizi sağlar.Bu kuramsal görüşte ilgimizi yoğunlaştırmamız gereken bir diğer ifade ise "beğeni kazanmaya aday obje" sözüdür. Bir eser var olurken herkesin beğenisine hitap edecek bir şekilde oluşmuyor. Çünkü henüz kimse tarafından beğenilmedi.Belki de beğenilme isteği olmaksızın yapılmış bile olabilir. Yine de bu eseri bazı insanların beğeneceğini veya bazılarının beğenmeyeceği gibi bir gerçeği değiştirmiyor. Bu görüşte öncelikli olarak her sanat eserinin her insanın beğenisine hitap edemeyeceği vurgulanıyor.