Sanat Tarihi

Tralleis Antik Kenti ve Tarihi – Aydın

tralleis

Tralleis

Aydın’ın Kuzeyinde bulunan ve Antik Dönemlerde büyük bir öneme sahip olan Tralleis Antik kentinden bahsedeceğim bugün sizlere.

Kestane Dağları’nın güney eteklerindeki geniş ve yüksek platoda yer alan bu Antik Kent Roma İmparatorluğu döneminde birkaç eyaletten oluşa önemli bir merkezdi.

Buraya gönderilen valiler ise doğrudan Roma’dan gönderiliyordu. Kentin, uygun ilkim koşullarına sahip olması, doğal savunması, sulak ve verimli toprakları burayı önemli ve güçlü bir merkez haline getiriyordu.

tralleis

Şehrin tüm valileri Roma’dan gelmişti ama Roma ile Seleukoslar arasında çıkan savaşta Seleukosların tarafını tutmuş ve Roma’yı karşısına almıştı. Bu olayın ardından Pergamon Krallığına bağlanarak ‘ Tralleis ’ adını almıştır. İ.Ö 189-133 yılları arasında geçen sürede ise şehir en huzurlu ve barış dolu dönemini yaşamıştır.

Günümüzde Gymnasium kısmının kemer kalıntıları sebebiyle buraya halk tarafından ‘Üç Gözler’ adı verilmiştir. Amasyalı ünlü tarihçi ve coğrafyacı Strabon, Anadolu’nun coğrafyasını ve tarihini inceleyip kaleme aldığı ‘Geographika’ adlı eserinde Tralleis Antik Şehri hakkında oldukça önemli bilgiler vermektedir.

tralleis antik kenti

Bu bilgiler arasında şehre giden yoldan, çevresinden ve içinde yaşayanlardan da bahseder. Hatta kentin net olarak yerleşim yeri onun yazdıkları sayesinde biliniyor.

Tralleis öyle önemli bir kenttir ki Aydın İlinin temelini oluşturur. Strabon’dan öğrendiğimiz kadarıyla şehir Traller ve Argoslular tarafından kurulmuş ve adını Tralles ismine sahip bir Trakyalı savaşçıdan almıştır. Hem Strabon hem de diğer Antik Çağ yazarlarının yazdıklarına göre kent Büyük Menderes’in kuzeyi boyunca uzanır ve önemli ticaret yolunun üzerinde olması nedeniyle oldukça güçlenmiştir.

Tralleis Antik Kenti, Antik Çağ’da Anadolu’nun önemli bir kültür ve ticaret merkezi halindedir ve bir çok kez savaşlar nedeniyle el değiştirmiştir. Özellikle Klasik ve Arkaik Çağlarda Atina-Sparta ve Atina-Pers savaşlarında kötü yönde etkilenmiştir. Ayrıca Pers, Helenistik Krallıklar, Makedonya ve Roma’nın egemenliği altına girmiştir.

Uzun yıllar Pers İmparatorluğu egemenliğinde kalan şehir İ.Ö 333 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender’in Pers İmparatoru Darius’u yenmesiyle Perslerin egemenliğinden çıkmıştır. Tralleis kenti de Büyük İskenderin seferine hiç direnmeden teslim olan birkaç şehirden biri olmuştur.

M.Ö 3. Yüzyıl dolaylarında sınırlı bir özerkliğe sahip olan kent bronz sikkeler bastırmıştır. Ayrıca Antikçağ yazarlarının yazdığı eserlerde epigrafik ve nümizmatik kayaklara bakıldığında kentin en güçlü olduğu dönem de tespit edilmiştir. Kent, Pergamon Krallığının egemenliği altındayken oldukça zengin ve güçlüdür.

Burada gerçekleştirilen arkeolojik kazılar sonucunda kentte inşa edilen önemli yapıların büyük bir kısmının İ.Ö 3.yüzyıl ve 2.yüzyıl ortalarında yapıldığı görülür. Bu dönemde yapılan en önemli yapılardan biri ise Pergamon Krallarının ‘Tuğla Sarayı’dır.

Bu sarayın renginin ise politik bir sembol olduğu düşünülmektedir. Bu saray hakkında Vitruvius ve Plinius’un verdiği bilgiler oldukça önemlidir. Pergamon Krallarının oturması için inşa edilen bu saray daha sonraki Roma döneminde kent pantheonunun baş tanrısı Zeus’un rahibi tarafından kullanılmıştır.

Tralles bir diğer zengin dönemini ise Attaloslar döneminde yaşamış ve bu dönem sikkeler bastırmıştır. İ.Ö 2.yüzyıla tarihlenen bu yıllarda sikkelerin üzerlerinden bile anlaşılacağı üzere kent barış ve refah içindedir.

Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan şehir önemli bir yerleşim merkezi olmuştur. Bu tarihsel süreç zenginliğine sahip olan kent hakkında yazıtlar ve sikkeler dışında mitoloji de önemli bir kaynak olmuştur.

Kentin bir de kuruluş Mitolojisi vardır. O da daha önce de bahsettiğim şehre adını veren savaşçıdır. Bu savaşçının sembolünün olduğu önemli sikkeler vardır. Bunlardan biri Marcus Aurelius’ a tarihlenen, üzerinde ayakta duran bir savaşçı tasviri vardır.

Şehrin eski isimlerini ise Plinius ve Byzantionlu Stephanos’tan öğreniyoruz. Şehrin ilk adı ‘Polyanthia/Çok Çiçekli Kent’ ya da ‘Euantheia/Güzel Çiçekli Kent’ olarak iki farklı şekilde kullanılıyordu.

Şehir Bizans İmparatorluğu döneminde ise önemli bir Piskoposluk merkezi olarak kullanılmıştır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: Aizanoi Antik Kenti – Zeus Tapınağı ve İlk Borsa Yapısı

Faydalı Linkler;

Ne düşünüyorsunuz?

Heyecanlanmış
0
Mutlu
0
Aşık
0
İlginç
2
Komik
0
Celil Sadık, Pamukkale Üniversitesi Sanat Tarihi bölümü mezunu, İletişim : [email protected] , Twitter : @SanatnTarihi

    Yorumlar kapalı.

    İlgili içerikler

    KATEGORİ:Sanat Tarihi