Mimari

Yeşil Cami – İznik’te Osmanlı Mimarisi

iznik yeşil cami
iznik yeşil cami

İznik (Nikea)

İznik, eski adı olan Nikea’dan gelmektedir. Dönemde içindeki kent isimlerini dönüştürme kuralına göre Yunanca  “sur içinde” anlamına gelen “is” eki ismin başına getirilerek İsnikea adını almış ve sonraları da İznik olmuştur.

M.Ö İznik

İznik’te ilk yerleşimin M.Ö. 2500 yıllarına uzandığı sanılmaktadır. M.Ö. 7.yy öncesinde burada kurulan yerleşime “Helikore” denmekteydi. Makedonya imparatoru III. Aleksandros’un Antigonus tarafından M.Ö. 316 yılında kent kurulmuş ve “Antigoneia” adını almıştır.

Aleksandros’un ölümünden sonra Antigonus ile Lysimakhos arasındaki savaşı kazanan Lysimakhos kente, eşinin adını vermiş ve kent bundan böyle Nikea adıyla anılmıştır.

iznik yeşil cami

M.Ö. Bitinya Krallığı’na bağlanan ve başkenti olan Nikea daha sonra Roma’nın yerleşim yerlerinden biri olarak varlığını sürdürmüştür.

Bitinya Krallığı zamanında başlatılan ve M.S. 12 yılında meydana gelen depremle hasar gören surları yeniden inşa ettiler. Şehri 4 ana ve 12 tali kapısı bulunan 4970m surla çevirdiler.

Hristiyanlık Dönemi

Hristiyanlık için önemli olan Birinci İznik Konsili, 325 yılında İznik’te toplandı. 20 maddelik metin, Hristiyanlık esasları Nikea Kanunları adı ile bilinen bu konsilden sonra kabul edildi.

Haçlı Seferi sonunda İznik’te Bizans Hanedan üyeleri tarafından İznik Latin İmparatorluğu kurulmuştur. 1075-1086 yılları arasında Selçuklu devletine başkentlik yaptı.

1105 yılında Selçuklu kontrolüne girse de 1147 yılında tekrar Bizans egemenliğine girer. Bu dönem içerisinde surların önüne bir ön sur daha eklenir.

Osmanlı Dönemi

İznik, 1328-1331 yılları arasında gerçekleştirilen kuşatma sonrasında Osmanlı Devleti tarafından ele geçirilir. Osmanlı döneminin ilk cami, medrese ve imarethaneleri İznik’te inşa edilir.

Çağın en önemli alimleri burada ders vermeye başlamış ve bu yüzden İznik’e “Ulema Yuvası” denmiştir. Kara Halil Paşa’nın idamı sonrası köklü ve zengin aileler İstanbul’a göç etmiş, İznik gerileme sürecine girmiştir.

Yeşil Cami

Yeşil Cami, tek kubbeli klasik camilerde mekânı geliştirmek adına ilk araştırmalara işaret eden İznik’te Osmanlı mimarisinin en önemli ve anıtsal yapısıdır.

Yeşil Cami olarak tanınmasının nedeninin süslemede kullanılan yeşil firuze ve çinilerden dolayı olduğu söylenebilir. İznik Yeşil Cami, Selçuklu mimarisinden esinlenilen Osmanlı üslubuna geçiş yapısıdır.

yeşil cami

yeşil cami

Yeşil Cami ve Külliyesi ile Bursa’da mimaride canlılık yeniden başlamıştır. 1924’de Sultan II. Murad zamanında tamamlanmıştır.

Araştırmacılar, Halil Hayreddin Paşa’nın Yeşil Cami’nin yanında bir medrese inşa ettirdiğini ancak medresenin günümüze gelmediğini belirtirler.

Yapının bugün bilinen ismi ilk kez Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde “Yeşil Cami diye şöhret bulmuş bir güzel camidir.” diye geçer.

Kitabeler

Yeşil Cami’nin iki kitabesi vardır. Birinci kitabe, harimin kuzey cephesindeki ana giriş kapısının üzerindeki alınlıktadır. İkinci kitabe, son cemaat yeri revağı ekseninin kapı lentosu üzerindedir.

Kitabeler
Birinci kitabenin metninde “imaret”in Sultan I. Murad döneminde Cendereli Ali bin Halil’in izniyle inşa ve imar edildiği belirtilir.

İkincisinde “mescid”in inşasına vezirlerin meliki olan Hayreddin Paşa’nın emriyle başlandığı yazılıdır.

İznik Yeşil Cami, mimar Hacı bin Musa tarafından 1378-1392 yılları arasında inşa edilmiştir. Çavdarlı Kara Halil Hayreddin Paşa’nın mimar Hacı Musa’ya 1378’de yaptırmaya başladığı eser, 14 yılda kendisinin ölümünden sonra 1392’de oğlu Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır.

İç Mekan

1424’de Sultan II. Murad zamanında tamamlanan caminin son cemaat revakından vazgeçilmiş, dış pencere süslemeleri de yarım kalmıştır.

Yeşil Cami’nin asıl şöhreti inanılmaz bir kalite ve zenginlikteki çini kaplamalarından gelir. Bütün süslemelerin tam bir üslup birliği içinde hazırlanması, Hünkâr mahfilinde taş kitabesi olan nakkaş Ali bin İlyas Ali’nin eseridir.

Çini ustası Mehmed Mecnun’dur. Caminin son cemaat yeri üç bölmeli olup yanlarda ikiz kemerli olmak üzere üç tarafı açıktır.

Son cemaat yeri tavanı aynalı tonozdur. Orta bölme yükseltilerek son cemaat yeri çatısından dışarıya eçkilmiş sekiz köşeli bir kasnak üzerine küçük dilimli bir kubbe oturtulmuştur.

İLGİLİ : Divriği Ulu Camii İnsanlara Rağmen Ayakta

Kasnakta dört ufak pencere bulunur. Camide kubbeli birim ile son cemaat yeri arasında üç bölmeli ve kemerli bir bölüm vardır. Caminin içine bakan bu kısımda yan birimler aynalı çapraz tonoz, orta birim ise kubbe örtülüdür.

Cami Planı

Cami kuzey-güney yönlü ve dikdörtgen planlıdır. Kuzeyde iki sütun, üç kemerli açıklıkla iki bölüme ayrılan harim aynı yönde dikdörtgen planlıdır.

Kare planlı güney bölümü üçgen kuşakla geçilen bir kubbe ile örtülüdür. Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı kuzey bölümü sütunlardan kuzey duvara atılmış iki kemerle üçe ayrılmıştır. Ortası tromp geçişli sekiz dilimli fenerli bir kubbe ile örtülmüştür. Kuzey duvar ekseninde giriş kapısı yer alır.

yeşil cami planı

Kuzey ve güney, kubbeli bölümün doğu ve batı duvarlarında pencereler vardır.  Son cemaat yeri doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır.

Giriş ekseninde sütunlar, sütunların hizasında güneyde iki sütun vardır.

Girişe simetrik iki sütundan harimin kuzey duvarına atılan iki sivri kemerle son cemaat yeri kuzey-güney yönünde dikdörtgen üç bölüme ayrışmıştır.

Ortadaki bölüm aynalı bir tonozun merkezindeki tromp geçişli yirmi dilimli bir kubbe ile örtülmüştür.

 

Kaynakça;

Vakıf Abide ve Eski Eserler 4

E. Hakkı Ayverdi, İlk 250 Senenin Osmanlı Mimarisi

Oktay Aslanapa, Osmanlı Mimarisi

Abdullah Kuran, İlk Devir Osmanlı Mimarisi

Ne düşünüyorsunuz?

Heyecanlanmış
0
Mutlu
0
Aşık
0
İlginç
1
Komik
0
Sena Gazan, Anadolu Üniversitesi'nde Sanat Tarihi Bölümü okuyor. İletişim : [email protected]

Yorumlar kapalı.

İlgili içerikler

KATEGORİ:Mimari